Küreselleşme Yeni Sömürgeciliğin “Şirin” Adıdır
Küreselleşme, dünya uluslarının kaynaşması, bilgi ve iletişim kaynaklarına ulaşmanın kolaylaşması anlamına gelmiyor. Küreselleşme, Batı emperyalizminin lehine olacak şekilde dengelerin belirlendiği, yeni sömürgeci sisteme verilen adın kibarlaştırılmış halidir.
Küresel şer odakları yeni dünya düzeni ile birlikte sınırların kalktığını, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin bütün dünya ulusları için geçerli olacağı söylemiyle kendilerini sundular.
Ancak gerçek bunun tam tersiydi. Küreselleşme, yani yeni sömürgecilik, kendisini Irak’ın işgalinde, Arap baharında akan kanda, Suriye iç savaşında ortaya koydu ve ortaya koymaktadır.
Küreselleşme, ulus-devletin reddi üzerine kurulan, dünyadaki dengelerin küçük bir azınlığın lehine, ezici bir çoğunluğun aleyhine yeniden dizayn edildiği sistemin adıdır.
Özcesi küreselleşme, Batı emperyalizminin kendisini şirin göstermek için kullandığı söylemin adıdır.
Bugün küreselleşmeye karşı mücadele vermek, emperyalizme karşı tam bağımsızlık için ve Türk ulusunun yeniden egemen ulus olması için verilen ve verilecek mücadelenin ta kendisidir.
Türk milliyetçiliği, küreselleşmenin, yani emperyalizmin, üstesinden gelecek tarihsel birikime ve düşünce sistemine sahip yegane kurucu ilkedir.
Mithat Akar