Hoşlandığım Kadınlar, Edip Cansever
Ne yapsam neye benzetsem;
Bu mahzun halimi.
Aşıklık değil benimkisi,
Yolculuk değil,
Neyi duysam hüzünlenirim,
En ufak şeyi, rüzgârı bile.
Kimseye benzemez gülmem konuşmam,
Kimseye benzemez hoşlandığım kadınlar,
O kadınlarki rüzgâra verip saçlarını,
Resimlerde yaşayan,
Şiirlerde yaşayan..
Ignacio Diaz Olano, La Hierba
Kadınlarımızın Yüzleri, Nazım Hikmet
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır
acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan
karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
Ve sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların
göllerde ışıyan seher vakıtları gibi.
Hayallerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların,
görelim görmeyelim karşımızda dururlar
gerçeğimize en yakın ve en uzak.
Ignacio Diaz Olano, Bordador
Ignacio Diaz Olano, Las Langostas
Kadındılar, Behçet Necatigil
Kadındılar hep onlardan istendi
Ağırdı kaldırdılar
Taşlıydı, bırakılsa elleri
Düşer kalırdılar.
İtilmiş gündüzlerde
Çoğu ancak gecelerde vardılar
Çağrıldıkça geçici
Fısıltılara kandılar.
Onlar bütün yatışlardan
Biraz korku biraz umut kalkardılar
Dendi istemiyorum güçleriydi oysa
Bütün yalnız kaldılar.
İstenseydi ağrılı bir sütü
Mutlu sevinçli sağardılar
Dölsüz bir süre eğrelti yeşili
Bakır sıcaklar geldi soldular
Kıskançtılar, onurlu
Baktılar başlar öne eğiliyor
Hırçın atların terkisinde
Yalçın dağlara kaçtılar.
Ignacio Diaz Olano, Madre del Pintor
Bölünen Kadınlar, Gülten Akın
kısık bir perdenin o gerçeği
gösterdiğinden umutlu
bir perdenin kısık yeri kadar
incelen kadınlar
dünya, nedir onlardaki yansın
demir mi, ateş mi, belki cehennem
pervaneler işte, renkli camlara
çarpa çarpa hayal kanatlarını
tükenen kadınlar
Kadınlar, Özdemir Asaf
Hepinizi öyle seviyorum ki.
Siz türlü türlü milletlerin anneleri oluyorsunuz.
Zevk uğruna çocuk doğuruyorsunuz.
Asker olacaklarını,
Karşı karşıya geçip birbirlerini vuracaklarını..
Meşhur olacaklarını..
Dâhi olacaklarını..
Şef olacaklarını düşünmeden
Sevmek, gene sevmek için
Çocuk doğuruyorsunuz.
Her yaşta, hepinizi,
Her yerinizi seviyorum sizin.
Hep böyle bakmak, böyle duymak isteyorum.
Bir elden cümlenizi sevmek, okşamak imkansız.
Resim yapıyorlar,
Şiir yazıyorlar..
Ses besteleyorlar sizin için.
Saz çalıyorlar,
İçki içiyor, sarhoş oluyorlar
Sizin için.
Sizin için..
Sen Beyaz Bir Kadınsın, Attila İlhan
yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı
o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu
uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
iyimserliğin
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus’ dan
senin için okudum
geceyarıları
sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
John Wıllıam WATERHOUSE
GÖZLERİN AKLIMDAN ÇIKMIYOR
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun
Ignacio Diaz Olano, Cabeza de mujer vista de espaldas
Lokantadaki Kadın, Necati Cumalı
içip içip bana bakıyordu
omuzu üstünden kocasının
saçlarından ışıklar geçiyor
gülüyor etrafında her söylenene
yalnız iri siyah gözlerinde
gölgesi yer etmişti yalnızlığının
John William Waterhouse, La bora (1902)
Eylül, Haydar Ergülen
Yazın bittiği her yerde söylenirse
kadının gittiği de her yerde söylenir
kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir:
Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde
yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir,
yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu…
Şehir her semtiyle yazın peşine düşse
yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir,
yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir
eylülün semtine kadar böyle gidilir
bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder!
O kadın beni terkederse şair olurum
oğul olduğum kadın sakın beni terketme,
şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider
Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!
Ignacio Diaz Olano, La Arrepentida
Kadınlar Çıkmazı, Ahmet Oktay
Yarım bir aşk, yarım bir dudaksın
sıkıntılı ikindi yağmurlarında,
her yeni erkekten sonra daha erkeksin,
tuzlu inciler dolu
kuş uçmaz mavisi gözlerinin.
Işıklara çarpıyorsun sokağa çıksan
şehrin korkusu büyüyor pencerelerde.
Avuntusu yok erkekli yatakların
ne olur gitme
daha kaybolacaksın.
Bir yanın şarkılar
kan tutmaları öbür yanın.
Gülerken iki kadeh arasında
nasıl ağladığın anlatılmıyor.
Ne olur
bu kadar kendine saklanma.
Sen kapalı, mahzun odalarda
kırık oyuncaklara karşı bir çocuk.
Ürperiyorsun denizin çığlıklarını duydukça
dudakların kaskatı öpüldükçe neden?
Kaç ölüm tasarlıyorsun çıkmazında
belli, yoruldun kendini denemekten.
Ignacio Diaz Olano, Mujer del Campo
Quantitatif, Orhan Veli Kanık
Güzel kadınları severim,
İşçi kadınları severim,
Güzel işçi kadınları
Daha çok severim
Ignacio Diaz Olano, El Primer Hijo
Başımı Koruyan Melek, Cahit Sıtkı Tarancı
Aşk ile yaptım bu işi
Elimle seçtiğim dilber
Yarin olmuşu ermişi
Şefkatte anneye değer
Her sabah sağlığım neşem
Her akşam huzurum odur
Değme güzele değişmem
Böyle hanım az bulunur
Karımdır o benim gerçek
Merdivende ışık tutan
Başımı koruyan melek
Cümle kazadan beladan
Cins Şair, Ülkü Tamer
Tanrı binbirinci gece şiiri yarattı,
Binikinci gece Cemal’i,
Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı,
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı
Ignacio Diaz Olano, Esperando Las Lanchas
Karıma, Oktay Rifat Horozcu
Sofalar seninle serin
Odalar seninle ferah
Günüm sevinçle uzun
Yatağında kalktığım sabah
Elmanın yarısı sen yarısı ben
Günümüz gecemiz evimiz barkımız bir
Mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter
Yalnızlık gittiğin yoldan gelir
Yurttan Nakışlar, Hasan Hüseyin Korkmazgil
kadınlar
türkü türkü
kadınlar
ağıt ağıt
kadınlar ki
nakış nakış
beklemelerden!
çığrışırlar yaramızda
çığrışırlar bıçak bıçak
çığrışırlar kurşun kurşun
çığrışırlar fitil fitil
kadınlar!
bakışları niçin turna katarı
bakışları neden demirparmaklık?
kapanmış bıçak yarasından da beter sanki ağızları
kilitli kapılardan da beter
kadınlar
Ignacio Diaz Olano, Mujer Cantando
Bir Kadının ve Bir Ülkenin Anıları, Lale Müldür
bir kadındı ve gözleri intihar
sevgilisi sürgündü ve anıları bir ülke
zeytinyağı tenekelerinde çiçekleriyle
başka kentler çevrelerdi kentleri
yasak kentler/ötekiler
bir ülkeydi ve bir kadındı imgeler
çingeneler/zakkumlar/beşibiryerdeler
sevgilisi rehindi ve bilekleri kesik
bodrum kokan soluklarıyla
başka çocuklar çevrelerdi çocukları
yasak çocuklar/ötekiler
kadınlar sürekli tığ örerdi ve yoktu anıları
ve sokaklar sanki
geceyarısı uyanmış erkekler kalabalığı
bir kadındı/bir ülkeydi/kapanmazdı artık yarası
Ignacio Diaz Olano, Figlia al Porto
Akdeniz Yaraşıyor Sana, Can Yücel
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım yaraşıyorsun sen Akdenize
Ignacio Diaz Olano, La Segadora
Sarı Yazmalı, Rıfat Ilgaz
Ya dertlisin, ya sevdalı…
Eşsiz kalmış keklik misin?
Uçamazsın, sekemezsin.
Alan almış, satan satmış
Beşik kertmesi başın bağlı
Başını alıp gidemezsin!
Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Başlık mıdır, harçlık mıdır babana!
Değerini biçen biçmiş
Kız evlâtsın, eğeceksin boynunu
Şerbetini içen içmiş
Davul zurna gideceksin yabana!
Gelin değil yoz tarlada ırgatsın,
Kadın değil, ana değil, kul köle.
Kargacaklım, aybasanlım, malyaslım,
Babandan mı miras sana bu çile?