AKP’nin Gezi’yi Soros, FETÖ ve PKK ile kirletme taktiği

0
391

Türkiye’nin gerçek gündemi ekonomik krizdir. Hiçbir iktidar, önündeki seçimlere böylesi bir gündemle gitmez. AKP bu nedenle Türkiye’nin önüne yeni gündemler koyuyor, koyacak: İç politikada Gezi operasyonları, dış politikada “milliyetçilik” rüzgarı yaratacak “one minute” ya da “iPhone kırma” tarzı bir gelişme…

Erdoğan’ın geçen ay Gezi eylemlerini hedef alan ilk açıklamasından itibaren Tele1 TV’de anlattım: AKP adım adım yükseltilecek olan Gezi operasyonlarıyla Türkiye’yi kutuplaştırarak ve karşı kutbu baskılayarak seçimi kazanmaya çalışacak.

İdeolojik düzlemde şu taktiği uygulayacaklar:

1. adım: Gezi’yi Soros/Kavala ile dış bağlantılı ilan etmeye çalışmak…

2. Adım: Gezi’de FETÖ parmağı olduğuna toplumu ikna etmeye çalışmak…

3. Adım: Gezi’yi Öcalan/PKK/HDP ile ilişkili göstermeye çalışmak…

Bu adımların uygulaması ise şöyle olacak:

1. Kavala’nın çevresindekilere operasyon yapılarak, Gezi’nin Sorosçu/Kavalacı bir dış operasyon olduğu işlenecek, ki işleniyor…

2. Gezi ile FETÖ arasında bir bağ kurabilmek için olmayacak kişilere FETÖ’cülük suçlaması yapılacak. (Emin Çölaşan ve Necati Doğru örneğin…)

3. Genel kitlenin savunmayacağı türden illegal örgütlere operasyonlar yapılacak.

4. Gezi’de boy gösteren HDP yöneticilerine operasyonlar yapılacak.

5. Seçimden öncede operasyonları bazı CHP milletvekillerine kadar götürülecek.

FETÖ’cü polisler, Gezi’de Erdoğan’ın kahramanlarıydı!

Saray’ın hedefi bu gerçek olmayan tabloya ülkenin bütününü ikna etmek değil tabi. Zira Türkiye’yi bu yalanlara inandırmak mümkün olmaz. Ama Saray seçmenin yüzde 50’sini bu yalanlara ikna ederek belediyelerin çoğunu kazanmayı hesaplıyor.

Saray’ın fikren teslim almaya çalıştığı yüzde 50’nin en azından bir bölümüne şu gerçekleri anlatmak hepimizin tek tek vatandaşlık görevidir:

1. Gezi kendiliğinden bir hareketti ve Soros/Kavala işi değildi. Dahası ÖDP liderlerinden Alper Taş’ın da belirttiği gibi, Kavala AKP’ye zarar veren bu eylemlerin bitirilmesi için uğraşmış bir isimdi.

Doğru, Soros operasyonlar yapmıştı: 2003’te Ukrayna’daki Gül darbesinde, 2004’te Gürcistan’daki turuncu darbede, 2005’te Kırgızistan’daki lale darbesinde parmağı vardı ama üçünden önce ilk operasyonu Türkiye’de yapmıştı! Soros’un 2002’deki “sarıl ampül” darbesinde rolü vardı!

Öyle olduğu için de Erdoğan 2003’te Davos’ta Soros’un masasına oturmuştu! Öyle olduğu için de Türkiye’deki Sorosçular, neoliberaller, yetmez ama evetçiler belli bir döneme kadar AKP’nin destekçisi, hatta “ideolojik gladyatörleri” olmuştu!

Gezi gibi milyonların katıldığı halk hareketlerine elbette herkes dahil olmak ve yararlanmak ister; CIA da ister, Soros da… Fakat Gezi, yani Haziran halk hareketi, Türk Bayrağı taşıyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen kitlesiyle bu türden dış güçlerin en ufak etkide bulunamayacağı tertemiz bir çizgideydi!

2. Gezi’de şiddet uygulayan polislerin FETÖ’cü kimlikleri üzerinden Gezi’yi FETÖ’yle ilişkilendirmeye çalışmak da Soros’la ilişkilendirmeye çalışmak kadar nafile bir iştir. O şiddeti uygulayan FETÖ’cü polislere emri veren Erdoğan’dır, “polis kahramanlık destanı yazdı” diyen Erdoğan’dır!

Kısacası AKP ve FETÖ, Gezi’nin tam karşısında konumlanmış ortaklardır!

Gezi’de AKP-PKK ortaklığı

3. Gezi’yi Öcalan/PKK/HDP ile ilişkili göstermeye çalışmak, AKP için Soros ve FETÖ’yle ilişkili göstermeye oranla AKP için daha kolaydır. Zira Gezi’den HDP’li vekil fotoğrafı da, Öcalan posteri fotoğrafı da gösterebilirsiniz.

Ancak gerçek şudur:

a. Ağaç eylemlerinin başında Sırrı Süreyya Önder vardır ama mesele ağaç eylemini aşmaya başladığı anda Sırrı Süreyya Önder yoktur. Dahası Sırrı Süreyya Önder, AKP’nin izniyle İmralı’da Öcalan’dan Gezi’de AKP’ye yardımcı olma talimatları almaktadır.

b. Gezi, Türk Bayraklı milyonların “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla inlerken, Selahattin DemirtaşGezi’de darbeyi gördük” diyerek Açılım ortağı AKP’ye destek vermekteydi.

c. Gezi Türkiye çapına yayılırken, Öcalan, İmralı’ya gelen milletvekillerine MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın verdiği şu taktiği iletti: “Taksim’i ulusalcılara bırakmayın

Erdoğan ve Fidan, PKK’nin Taksim’e girmesiyle Gezicilerin büyük bölümünün alandan çekileceğini hesap ediyordu.

d. Hakan Fidan, Gezi sonrasında da işi garantiye alabilmek için avuçlarındaki Öcalan’a bir görev daha verdiler ve HDP’yi kurdurttular! HDP “Türkiye partisi” imajıyla Gezi kitlesinin bir bölümü havuzlayacaktı!

Kısacası, Açılım ortakları AKP ve PKK, Gezi’ye karşı konumlanmış ve birlikte hareket etmişti!

Vatandaşlık görevimiz

Goebbels’in taktiğiyle seçimlere kadar 110 gün boyunca her gün bu yalanı söyleyecek olanlara karşı, yukarıda özetlediğim gerçekleri 110 gün boyunca yılmadan anlatmak ve ekonomiden gözleri kaçırma tuzaklarına işaret etmek, hepimizin görevi…

Muhalefet partileri Erdoğan’ın kurduğu sahte minderde (Gezi) değil, gerçek minderde (ekonomi) güreşmelidir!

AKP’nin yukarıda sıraladığım adımlarını uygulamasını engellemek mümkündür; Türkiye’nin Silivri duvarlarını yıkma deneyimi de vardır, alanlardan demokrasiyi savunmak deneyimi de…

Mehmet Ali Güller
13 Aralık 2018

CEVAP VER

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.