Barolar Birliği; Anayasa Değişikliğine HAYIR

0
1066

Ülkemizde yapılmak istenen anayasa değişikliğinin, akılcı, bilimsel, gelişmiş, uygar hukuka uygun hiçbir açıklaması yoktur. Olmazsa olmaz hukuki anlamda belirttiğim, tüm bu gerekçelere aykırıdır…

Yapılmak istenen değişikliğe göre, AKP dahil, hiçbir partinin önemi kalmıyor. Toplumda nüfuzu olan ve cumhurbaşkanı olmak isteyen herhangi bir kişi, hiçbir partiyle uğraşmadan, yıllar içinde demokrasi mücadelesi vermeden ve deneyimlerle hukuku öğrenmeden pat diye cumhurbaşkanı olabiliyor. Her şeyin bağlandığı böyle bir kişi cumhurbaşkanı seçildikten sonra, adeta bir çete kurar gibi, meclisin dışından istediği kişileri bakan atayabiliyor. Üstelik, bakan ve cumhurbaşkanı yardımcılarının dahi hiçbir güvencesi, garantisi yok; 1 yıl mı, 1 saat mi, 5 dakika mı görev yapabilecekleri belirsiz. Cumhurbaşkanının, keyfine uymadıkları anda, anında görevden alınacaklar…

Yapılmak istenen değişikliğe göre cumhurbaşkanı, tek başına yayınlayacağı kararnamelerle bakanlık dahil her türlü kamu kuruluşu kurabilsin isteniyor. Böyle kararnamelerle, tüm kamu kuruluşlarının çalışma şeklini ve çalışanlarını belirliyor. Var olan tüm kamu kuruluşlarını, değiştirebiliyor veya istediği kamu kuruluşunu kapatabiliyor. Bu, tüm bürokrasi ve memuriyetin bir tek kişiye bağlanarak cumhurbaşkanına yağcı, yalaka ve kul köle edilmesidir. Ehliyet, liyakat ve yetkinliğin tümden ortadan kaldırılarak; devleti çürütüp tamamen çökertmektir. Yapılmak istenen değişikliğe göre devleti, bir kişinin oyuncağı haline getirmek istemektir. Üstelik sadece cumhurbaşkanının oyuncağı değil; cumhurbaşkanı, çevresinden kuşatılırsa veya dışarıdan tehdit edilirse, bunlar da cumhurbaşkanı aracılığıyla devletle aynı şekilde oyuncak gibi oynarlar. Bu teklif, bu haliyle binlerce yıl önceki Roma hukukundan bile daha aşağı, düşük ve geridir. Bu değişiklik metnine, ilkel demek bile ilkelliğe hakarettir…

İnsanlık tarihinde en eski ve en kötü yönetim şekli bir tek kişiye dayalı yönetim şeklidir. Tek partiye dayalı yönetimler de kötüdür ancak; kişiye dayalı yönetim şekillerinden tek partiye dayalı yönetim kısmen daha iyidir. Çünkü tek parti yönetiminde, bir tek kişinin keyfi ve akrabaları değil; aynı görüşteki farklı insanlar bir araya gelir. Yani; kişiye dayalı yönetimlerde devamlı bir tek kişinin keyfi olurken; tek partiye dayalı yönetimlerde, az ve zor da olsa ortak görüş kısmen öne çıkabilir…

Günümüzde ve insanlığın geleceğinde, tek kişiye bağlı yönetim şekilleri de, tek partiye dayalı yönetim şekillerinin de tamamen yanlış olduğu apaçık ortaya çıktı ve bir daha asla uygulanması düşünülmüyor. Gelişmiş devletlerde, sistem ve insan, insana mahkum edilmez. Gelişmiş devletlerde, herkes eşittir ve sıfatı ne olursa olsun hiç kimseye ayrıcalık tanınmaz. Gelişmiş devletlerde, sıfatı ne olursa olsun suç işleyen herhangi bir kişinin yargılanması için 400 vekilin onayı beklenmez. Gelişmiş devletlerde, kişi değil, hukuk tek otoritedir. Gelişmiş devletlerde, hukuk her şeyin üzerindedir ve sıfatı ne olursan olsun herkes hukuka uymak zorundadır…

Ülkemizde yapılmak istenen anayasa değişikliği, akla, bilime, anayasa hukukuna aykırıdır; tüm bu nedenlerden dolayı anayasa değişikliğine hayır diyoruz…

Anayasa ile yapılmak istenen değişiklik metnini karşılaştırmalı görmek isteyenler, aşağıdaki adres bağlantısını tıklayarak okuyabilirler:
http://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisik…