Belki yüzyıl veya yüzyıllar öncenin gelenekleri ile sana yalnızca yuva sahibi ol, çocuk doğur. Önce aileye sonra kocaya ve senin hakkında karar alan tüm şahıslara..!..
itaat et dendi.
Fakat üzgünüm son yıllar da bu itaat ve güven duygun yaban ellere gitti.
Belki bilerek ya da ortama uyarak gelenekselliğini yaşadığını zannederek tarikat veya grupların peşinden gitmek zorunda hissettin kendini..
Fakat yine üzgünüm, onlar senin varlığını,
kullanmak adına istedi.
Kendi yollarını yürüdükten sonra hiç baktın mı..geriye dönüp;
Başörtüsü yüzünden okuyamadığı dediğin kızın
bugün eğer okuduysa hakkını vermiyor..
Neden mi..?
Çalışıp ne yapacaksın, otur çocuk büyüt denildiği için
bugün evde banyo paspası örüyor..
Banyo paspası nerden çıktı deme..
Banyo paspası modelleri sayfasınin 1 milyon takipçisi var.
Okuması, düşünmesi gerektiğini söyleyen sayfalar
bildiğin gibi..
Ama dikkat..!
Daha önceleri bedava okutulduğu için büyük sevinçle kabul ettiğin vakıf okullarına bugün çocuğunu halâ rahatça gönderiyorsan ve bir gün çocuğun okuldan eve boynu bükük geliyorsa o sayfaları okumadığın içindir.
Çok güvendiğin sistem bugün yarın sana
“ikinci, üçüncü evlilik haktır” dediğinde de nereye itiraz edemeyeceğini bilemeyeceksin büyük ihtimalle..
Ya da kızını kapına üç çocukla koyup giden damada çemkiremeyeceksin….
Güven ve itaat zaten teslim edilmişti, değil mi.?
Orada sana dönüp soracak aklı başında olup,
ama azınlığa geçen akıl;
* Kadın hakları konuşulurken sen çanta modeli arıyordun.
*Çocuk hakları konuşulurken sen moda sitelerinden giysi aldığın için sevinçliydin..
* İş ve işçi hakları konuşulurken sen size iş yaratan sonra
belki de anında kapıya koyan tarikat sayfaları alkışlıyordun.
* Herkes pahalılıktan şikayet ederken belki ihale zenginisin , para gelsin de, nasıl gelirse gelsin diyorsundur…
belki de tarikatlar sana nimetler sunuyordur..!. ve
hangi garibin cebinden geldiği de umurunda değildir.!
* Suriye, dış politika konuşulduğunda belki kulak bile vermedin, ancak komşu oğlu şehit olup geldiğinde fark ettin….
haberin olmadan çocuklarımızın kimlere feda edildiğini bilmek bile istemiyorsundur..!
Düşünmeyi ret etmen seni bu durumlardan kurtarmıyor, maalesef..
Bugünün renkli cazibesinin diyeti istendiğinde
belki yine fark etmeyeceksin.
Sana suçlu olarak kim gösterilirse ona kızacaksın.
Fakat ne derler” Her koyun kendi bacağından asılır”..
Kötü haber;kendi düşüncesizliğinin neticesini mutlaka yaşayacaksın.
Fark ettiğinde anlayacaksın yitirdiklerini..!
Şimdi diyeceksin ki;sana ne..
Doğru bana ne..ama
Düşünceyi ret etmenin çoğalttığı cazibe,
düşünenleri, akılını yaşayanları da ezecek.
ve o zaman daha net fark edeceksin çoğunluk olmak kazandırmayacak.
Çünkü kaybedilmiş akılla, hakların geri dönüşü çok zor olacak.
Düşünmemenin maliyeti bu…
Üzgünüm..bize bu olanları yaşattığın için..
Üzgünüm..düşünmemenin cazibesini yaşadığın..!
ve yaşattığın için..
Birsen Kirişci
