İlk Kadın Sendika Başkanı

0
1083

Günümüzde doktora ulaşma sorunu çözüldü, telefon numaraları hastaların elinin altında, dahası feys, vatsap, sms vs. Zaten ulaşılamayan doktor, fazla kızdırmasın kendini BİMER’de buluverir. Sonrası, uğraş dur.

Haberleşmede 50’lerin teknolojisini yakalamış ve geçmişiz ancak çalışma hayatında kazanılan grev hakkını kullanan, bununla kazanım elde eden yok. Her şeyi de devletten beklememek lazım bu durumda.

ACAİP ŞEYLER

NEW YORK’DA bazı doktorların ceplerinde hususî telefon ahizeleri var. Bu onların âcil vaziyetlerde çarçabuk bulunuvermelerine yarıyor.

Meselâ böyle hususî ahizesi olan bir doktorun muayenehanesine telefon ettiniz. Doktor orada yok. Halbuki acele ve mutlaka bulunması lâzım. Telefon servisi hemen doktorun numarasını hususî telsiz neşriyatında tekrarlamağa başlıyor.

Doktor ara sıra cep ahizesini kulağına koyup dinliyor, kendi numarasını işitince hemen en yakın telefona koşuyor. Böylece hasta doktoruna kavuşuyor, doktorun numarası da neşriyattan çıkarılıyor. Bu metodla aynı zamanda 60 doktoru birden çağırmak mümkün oluyor.

Portatif cep ahizeleri tünellerden başka her yerde işliyor ve doktora ayda 12 dolara maloluyor.

TOPLAYAN: SAFA ÖNAL

(HAFTA, 15 Ağustos 1952, sayı:151, cilt: 7, s: 13

İLK KADIN SENDİKA BAŞKANI

Adana Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası Başkanı eğer lâzımgelirse bir gecede 25 litre bôl, kilolarca bira içebilirmiş!..

KONUŞAN: ŞEMSİ BELLİ

(Resimler : Foto : Tuna)

Adanada, Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası’nın başında bir kadın bulunduğunu biliyor musunuz?

Ankara Sendika Başkanlığı lokalinde konuştuğum Melâhat Şan’a, ilk sualimi sormamıştım ki, kendisi bu vazifeye nasıl getirildiğini anlatmaya başladı:

  • “Ben, bir bar kadınıyım!.. Adanada Garden Bar’da çalışıyorum. Daha evvel Ankarada Yeni Barda, Nil Bar’da çalıştım. O zamanlar Ankara Sendikasında üyeydim… Fakat bu defa Anadolunun Lokanta, Otel ve Eğlence yerleri İşçileri beni sendika başkanı seçtiler. Başkan seçilir seçilmez ilk işim Ankaraya gelmek ve Çalışma Bakanı ile temas ederek işçi mevzuundaki bazı dilek ve dertlerimizi açmak oldu.
  • “Neler konuştunuz Çalışma Bakanı ile?”
  • “Evvelâ işçilerin vergi meselesini konuştum. Sonra ihtiyarlık sigortası için kesilen fazla primlerin ödenmesini, hafta tatili meselesini konuştum. Bakan, bu dileklerimizi kabul ederek, mahalli teşkilâta bu hususta tamim yapacağını vaadetti.”
  • “Grev hakkı hususunda ne düşünüyorsunuz?”
  • “Benim şahsî kanaatim: Grev, henüz memleketimiz için biraz erkendir. Adedi pek az olan bazı siyasî emel sahipleri tarafından istismar edilmesi ihtimali oalbilir.”
  • “Sendikalar kanunundan memnun musunuz?”
  • “Tatminkâr değildir. Çünkü Sendikalar mahallî mülkiye âmirlerinin ve Çalışma Bakanlığının mürakabesi altındadır. Bu da Sendika muhtariyetini ihlâl etmektedir.”
  • “Hangi partidensiniz?”
  • “Ekmek partisinden!..”
  • “Sigortalar kanunundan memnun musunuz?”
  • “Maalesef değiliz… İzah edeyim: Sigortalar kanununa göre 60 yaşına gelenler emekliye ayrılabiliyor… Normal bir insanın şu zamandaki ömrü zaten 60 seneyi bulamamaktadır. Kaldı ki bizim gibi bedenen çalışanlar ve her gece midesine alkol dolduranlar, kanunun tâyin ettiği bu yaşa çok güç erişebilir.”

Muhatabım mevzuun efkârına kapılarak bir an sustu. Galiba daha kaç sene yaşıyabileceğini düşünüyordu. Bir müddet dalgın nazarlarla düşündükten sonra:

  • “Biz bar kadınlarının ne kadar çabuk yıprandığını belki tahmin edemezsiniz…gerek eğlence yerlerinde ve gerekse otel ve lokantalarda çalışan bütün beden işçileri böyledir. 60 yaşına kadar yaşıyanlar sevinsin!.. Nerede… Nerede o kadar ömür bizim için?.. Düşünün bir defa: Her gece litrelerce içki içmek insanda mide bırakır mı?.. Biz ki içmek zorundayız… İçmeden yaşamak mümkün değil bizim için.”
  • “Ne kadar içersiniz her gece?..”
  • “Ben kat’î bir şey söyleyemem… Müşteriler ne kadar içirirse içeriz. Tabiî yüzde ile çalıştığımız için mümkün olduğu kadar fazla içmek bizim için daha kazançlıdır.”
  • “Aldığınız alkolün en son haddi, ne kadar olabilir meselâ?”
  • “Ben, her gece yalnız başıma – eğer müşterim ısmarlarsa – 25 litre Bôl, kilolarca votka ve bira içerim. Diğer arkadaşlarım da aşağı yukarı böyledir. Bütün bir ömür boyunca midemizde ve damarlarımızda dolaşan bu alkolü, şafaklara kadar devam eden uykusuzluğu düşünürseniz diğer işçilerden daha çabuk çalışamayacak bir duruma gelebileceğimizi kolayca anlarsınız.”

Sevimli sendika başkanına dikkat ettim. “20” senedir bu meslekte çalışmasına ve “20” sene içinde her gece söylediği miktarda alkol almasına rağmen bir hayli dinçti. Merak bu ya söylediği rakamı bir hesaba vurdum: Yirmi sene içinde – votka ve bira hariç – tam 182,500 litre Bôl içmiş… Bu kadar litre Bôlün kaç fıçı tutacağını, hacmini, sathını v. s. sini de başka meraklılara bırakıyorum!..

(HAFTA, 12 Eylül 1952, sayı: 155, cilt: 7, s: 26)

http://www.insanbu.com/Mizah-Haberleri/369-ilk-kadin-sendika-baskani