Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum (WEF)) uluslararası bir vakıftır.
Dünyanın en tanınmış işadamlarının ve siyasetçilerinin, dünyanın en önemli sorunlarını tartıştığı konferanslarıyla tanınır.
İşte bu Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 raporuna göre Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 144 ülke arasında 130’uncu sırada yer almış.
Ne ilginç değil mi? Çok şaşırdık!
Oysa ülkemizin erkekleri eşitlik adına, kadına el kalkmaz demeden tekme tokat girişmekten hiç kaçınmazlar.
Hatta bir tanesi otobüste hiç tanımadığı bir kadını tekmeleyerek uyarmıştı, hatırlayın. Neyse ki serbest bırakılmış, sonra yine yakalanmış. Yanlışlıkla ibret olsun diye ağır bir ceza alır diye korkmuştuk!
Ayrıca ülkemizde her gün namus adına onlarca kadın öldürülüyor.
Kadınlarımız daha güçlü olsun, erkekler gibi kendilerini korumayı öğrensinler diye. Eğitim amaçlı yani!
Kadın erkek eşitliğinin en çok olduğu ülkeler İzlanda, Finlandiya ve Norveç.
Esas bizden sonraki 14 ülkeyi merak ediyorsunuz değil mi?
Ortadoğu ve Afrika ülkeleri.
Çok sevdiğimiz Suudi Arabistan 141’inci sırada. Haksızlık ediyorlar!
Kadınlar yorulmasın diye araba kullanmaları bile yasaklanmıştı. En çok özendiğimiz ülke.
142’inci sırada Suriye var. Bu demek ki ülkemize gelen elit tabaka! Suriyeliler ülkeye uyum sağlamakta fazla zorluk çekmeyecekler.
Listenin son sırasında ise Yemen yer alıyor.
* * *
Aynı rapora göre Türkiye kadınların eğitim oranı dünya ülkeleri arasında 109’uncu sırada.
İşte ülkenin bu günkü durumunun sebebi!
Kadınları eğitmezseniz eğer, o ülkede her şey olur.
BUNA ‘REZALET’ DENİR!
Aslında bakın ülkemizde kadınları korumak için nasıl adımlar atılıyor!
TBMM tarafından kurulan Araştırma Komisyonu’nun raporunda güya kadınları korumak için Şiddet Önleme Kanunu’nda yapılması istenen değişikliklere göre; çocuklar istismar eden kişiyle evlendirilecekmiş!
Daha nasıl korusunlar genç kızlarımızı?!
Ayrıca “Aile mahremiyetinin korunması” bahanesiyle, aile hukukuna ilişkin tüm davalarda duruşmalar gizli yapılacakmış.
Yani olanlardan haberimiz de olmayacak! Kadınların nafaka hakkı da evlilik süresiyle bağlantılı olarak kısıtlanacakmış.
Hem kadını okutmayın, çalıştırmayın… Sonra boşanınca da ekonomik olarak bile destek olmayın ki, iyice sürünsünler.
Ya da boşanamasınlar!
Kadınlar, çocuklar şiddet görse de aile birliği korunur değil mi?!
En güzeli de bu;
Aile terapisi ve rehberlik hizmetleri verenlerin sadece psikoloji, psikolojik danışmanlık, rehberlik, çocuk gelişimi ve eğitimi, tıp, öğretmenlik alanları ile sınırlı kalmaması, ilahiyat fakültesi mezunlarının da ‘aile danışmanı’ olarak görevlendirilmesi öneriyor. E dua edecekler ya!
Başka söze gerek var mı?!
Pınar TURAN—Sözcü
