Kadının demokrasiyi yaşaması çok mu zorlaştı..?

0
1020

Türk milleti; bugün içinden çıkılmaz gibi gösterilen sorunlar yaşıyorsa bu kadının demokrasiden gitgide uzaklaştırılmasından gelmektedir.

Kadının olmadığı yerde ne üretim ne hukuk, ne de demokrasi olur.

Bir milletin yaşam biçimini değiştirmek isterseniz önce kadından başlarsınız ve onu sindirerek, zerk ettiğiniz her koşul bir süre sonra yaşam biçimine dönüşür.

Kısaca ilk tehdit kadın içindir.

O zaman sormak gerekir; Kadın demokrasiyi ve Cumhuriyeti  neden yaşamak ister..ÇOK manasız bir cümle değil mi.?

Halbuki şunun şurasında son birkaç yıl içinde neleri fark etmeden kabul etmedik ki..!..veya tartışma konusu etmediler ki…

Oysa biz;

Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşarken; ayıplarla, ön yargılarla, geri kafalılıkla yönetilmek yerine yasalara dayanan adaletle, demokrasinin gereği ilkesi kadın-erkek eşitliğini yaşamak isteriz.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşarken;fikrimizi savunmak ve rahatça ifade edebilmek, içinden geldiği gibi davranabilmek ve hakkımızın aranacağını bilebilmek isteriz.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşarken; şiddet tehditi altında yaşamamak, bir adamın bilmem kaçıncı karısı olmayacağını bilmek, evliliği sigorta gibi görenlere karşı kendi ayakları üzerinde durabilmek, erkekle aynı koşulları paylaşabilmek isteriz.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşarken; dayatılmaya çalışılan şer’i kanunlara göre iki kadının şahitliğinin bir erkeğe eşitlenmesi, kadın istihdamının koşullara bağlanması, boşanma, evlilik ve çocuk hakları gibi yaşamsal koşullarda erkekle eşit koşullarda olduğunu bilmek isteriz.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşarken; tecavüze veya cinsel istismara uğramak büyük suç sayılmalı iken; giyime, hareketlerine bağlı olduğu sık sık vurgulanıp bununla tehdit edilmemek ve bu suça maruz kaldığı zaman suçlunun cezalandırılacağını bilmek isteriz.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşarken; yıllarını verdiği çocuklarının haklarının yenmediğini görmek ister.Onları geleceğe istediği koşullarda yetiştirebilmek, vatana, millete, yaşama eşit koşullarda katılacak olduğunu görebilmek isteriz.

Kadını- erkeği tüm toplum Cumhuriyeti ve demokrasiyi yaşadığında; sınır güvenliği sağlanmış, memleketinin her hangi bir yerinde güven içinde kendi yaşam koşullarını yaşayabilmek ister.

Ve bunun sık sık koşullandırılmalı oylama olarak önüne getirilememesini ister.

Bununla yaşamamak ve bununla tehdit edilmemek ister.

Kimliksiz güruhlar haline dönüşmemek, fikrini, geleceğini gerektiğinde yönlendirebileceği demokrasi yerine, güvensiz koşullara odaklandıran tek adamların ağzına bakarak yaşamak yerine; CUMHURİYETİN EŞİT BİREYİ olarak yaşamak ister.

Birsen Kirişci