Ne zaman yalnız kalmak istesem, başucumdadır “Sevda Sözleri”.

0
2817

“Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım.
Değmeyenlere zaten üzülmem.
Üzüldüğüm şey;
Değmeyenlere, yüreğimin değmiş olması.”

Cemal Süreya

Ne zaman yalnız kalmak istesem, başucumdadır “Sevda Sözleri”.

Çünkü “sevme” eyleminin daha güzel dile getirilebileceğine olan inancımı silmiştir üstad Cemal Süreya.

Çünkü “Ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası” diyor, ben de yalnızlığın başkentine yolculuğa çıkıyorum onunla.

“İkide bir elini başına götürüp rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.” diye sitem ediyor, haklı da üstad. Neden “yalnız olma” duygusu bu kadar ürkütür ki bizi? Ya da o “yalnızlık” bir an olsun kaybolacak olduğunda neden hemen kabuğumuza çekilişlerimiz?

“Kim istemez mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın?” diyor.

Bir insanı mutsuzluğa razı olacak kadar çok sevmek daha güzel nasıl dile getirilebilirdi ki ? Ya da “Aklıma kadeh tutuşların geliyor, Çiçek Pasajında akşamüstleri” der ki düşündürür insana kadeh tutuşunu hafızasına kazıyacak kadar sevmek mümkün müdür hala?

“Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye, birçok şeyin adı küçük yazıldı” nasıl güzel bir iltifattır, hiçbir özel isim sevgilininki kadar özel olmamıştır benim için der adeta.

“Daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin” derken bile sitemkâr değildir O.

Nerde bir çift göz gördüyse tutup güzelce O’na tamamlamıştır çünkü.

“Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var. Küçücük şeyler belki ama günün bu saatinde anıt gibi dururlar.” demiş.

Öyle saatleri var ki günün, zamanında söylenmemiş sözlerle yüzleşme vaktidir onlar sanki. Bir de “keşke yalnız bunun için sevseydim seni” leri vardır ki, sevmelerin bahanesidir onlar.

Kafeteryada uzaklara bir bakışı da; uzaklarda, oracıkta, öbür kıtada oluşu da; akıp giden sokaktan başka hiçbir şeyinin olmaması da aslında bahanesidir sevgisinin.

Cemal Süreya gibi sevmeniz, ve “sevgili” tarafından öyle sevilmeniz dileğiyle…

“Her ölüm erken ölümdür, biliyorum Tanrım” derdi.

Öyleydi, onun ölümü de erkendi. 09 Ocak 1990’da kaybettiğimiz Cemal Süreya’ya…

ve devam eder gider sevdaya dair tüm sözler..

ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli

kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat

sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra

mısralarınla yaşayacaksın.

CEVAP VER

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.