New York’ta kaçırılan fırsat

0
1173

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişiminden sonra uluslararası arenada yaptığı en kritik hitap, New York’ta BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma oldu.
Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü 15 Temmuz darbe girişimine ayırdı, FETÖ’den “yeni nesil terör örgütü” olarak bahsedip, BM üyelerini bu örgüte karşı uyardı
Ancak unutmamalı; bu konuşma darbe girişiminin üzerinden iki aydan fazla süre geçtikten sonra yapıldı.
Ve dünya artık darbeyi değil darbe sonrasında Türkiye’de yaşananları, toplu işten çıkarmaları, mahkemesiz verilen yurtdışı yasaklarını, hapisteki gazetecileri, işadamlarının malvarlıklarına el konulmasını konuşuyor.
Bu çerçevede uluslararası kamuoyunun Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’dan beklentisi netti:
Özgür ve demokratik dünyanın bir parçası olan Türkiye hakkında darbe sonrasında ortaya çıkan “ne yöne gidiyor?” sorusuna yanıt verilmesi…
Erdoğan’dan, Türkiye’nin ne zaman olağanüstü halden vazgeçip, yeniden demokratik hukuk devleti uygulamalarına geri döneceği konusunda net mesajlar ortaya koyması beklendi.
Oysa Erdoğan bu beklentiyi karşılamak yerine Türkiye’de yapılan ve demokratik dünyada çokça eleştirilen uygulamaları, diğer BM üyelerine de “tavsiye” etti.
Erdoğan’ın konuşmasındaki “Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için ülkelerinin geleceği için FETÖ’ye karşı gerekli önlemleri almaları çağrısında bulunuyorum” sözleri, samimi bir tavsiyeden çok, Türkiye’de darbe sonrası yaşananları “meşrulaştırma çabası” olarak yorumlandı.
Eğer Erdoğan, demokrasinin sadece “sandık” kısmına değil özgürlükler kısmına da ağırlık veren, Türkiye’nin geleceğinde demokrasiye daha çok yer açan bir konuşma yapmış olsaydı, dünya kamuoyundan “yeni kredi” alma imkanı olabilirdi.
Ancak Türkiye’de sıradan bir il mitinginde de yapabileceği, daha çok iç politikaya dönük hamasi bir konuşma yapmayı tercih etti. Ve New York’ta; hem Türkiye, hem de kişisel olarak Erdoğan’ın imajı açısından büyük bir fırsat kaçırıldı.

Erdoğan’ın New York bilançosu

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York seyahatinin bilançosu ne?
– Erdoğan’ın en büyük önceliği FETÖ’yle mücadele idi. Bu konuya, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada da değindi, diğer tüm görüşmelerinde de gündeme getirdi. Ancak umduğu sonucu alamadı ki, ziyaretinin son günlerinde şu açıklamayı yaptı: “Meseleyi darbeye maruz kalan milletimizin değil de bizzat darbe girişiminde bulunanların zaviyesinden dinleyen bir komitenin Türkiye’yle ilgili nasıl bir kanaate sahip olacağını tahmin etmek herhalde güç değildir.”
– Erdoğan’ın yine FETÖ kapsamında New York temaslarında ağırlık verdiği konu Fetullah Gülen’in yaşamakta olduğu ABD’den, tutuklama ya da sınırdışı konusunda somut bir işaret alabilmekti. Ancak ABD Başkan Yardımcısı Biden’la yaptığı görüşmenin ardından sarf ettiği sözlerden, bunun olamadığını da anladık: “Milli Güvenlik Kurulumuzun stratejik belgesine kaydolmuş bir teröristi istiyorum. Ama siz hâlâ direniyorsunuz. Neymiş? Mahkeme. Ne mahkemesi ya? Teröristin ne mahkemesi olacak ki? Bunun Green Kart’ı varmış. Vatandaşlıktan insanları çıkarmak bu kadar kolay da Green Kart’ı iptal etmek zor mu?”
– Üçüncü öncelik ise Suriye’de, başta ABD olmak üzere IŞİD karşıtı koalisyon ülkelerinin PYD-YPG’ye yönelik desteklerini kesmelerini sağlamaktı. Ancak Erdoğan’ın New York’ta ABD Başkan Yardımcısı Biden’a “YPG’nin terör bağlantılarını” anlattığı saatlerde, Washington’da ABD Savunma Bakanı Carter, Kongre’ye “PYD-YPG’ye silah verdiklerini, yine vereceklerini” anlattı.
Kısacası, Erdoğan’ın seyahatindeki en önemli üç öncelikte herhangi bir gelişme sağlanamadı.
Koskoca seyahatten kala kala, daha önce Küba’nın, Venezuela’nın liderlerinin de yine BM’de farklı sözlerle dile getirdikleri, artık eskimeye yüz tutmuş “dünya beş’ten büyüktür” sloganı kaldı.

Zeynep GÜRCANLI

Sözcü

 

CEVAP VER

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.