Ruh Yordamı

0
922
Yanyanayız.
Yalnız…
Ve dünyanın ortasında…

Kalabalıktan örülmüş bir dairedeyiz.
El yordamımız, kıpırdayan her şeyi çeperlerinden tanımakla dolduruyor vaktini.
Körlüğü tutkulu bir gayretle bütün vadilere yayıyoruz.
Bütün mütenâ serinlikleri tek tek kaybediyoruz.
Bu fâsit yürüyüşü engellemeye ne niyetimiz yetiyor, ne de gücümüz.
Tutsağız; kendi dipsiz kuyularımızda debeleniyoruz.
Tutsağız; kalabalık bir dairede hiçbir şey görmeden dönüyoruz.
Yanyanayız.

Yakında.
Ve en uzaktayız.

Bütün mumları söndürüyor öfkelerimiz.
Bütün sözleri korkutuyoruz.
Doluyuz, tekin değiliz, evlerimizden çıkmadan yaşıyoruz.
Sabahla akşam arasında bir sarkaç edilgenliğiyle salınıp duruyoruz.
Konuşuyor, duymuyoruz.
Duyuyor, konuşmuyoruz.
Yanyanayız.
Konuşkanız.
Ve ıssız…

Bütün dalgalara dayanacak denli yalçın zannediyoruz göğsümüzü.
Bütün rüzgarlara karşı duracak kadar sağlam bastığımızı düşünüyoruz toprağa.
Bütün acılara yetecek sabrı kendimizle birlikte büyüttüğümüz öngörüyoruz.
Oysa gerçek kurgusundan şaşmıyor.
Yakamozlar doğuyor, kınlıyor ışıklarımız.
Fırtınalar kopuyor, sönüyor ocaklarımız.
Sabrımız eriyor, kırılıyor hayallerimiz.
Menzil dayanmıyor düşüşümüze.
Yaşadıkça örseleniyor, örselendikçe eskiyoruz.
Yanyanayız.
Alabildiğine cesur…
Ve kırılganız.

Aslında hepimiz birbirimize benziyoruz.
Ve aslında hiçbirimiz benzemiyoruz birbirimize.
Aynı dili konuşuyor ama aynı cümlelerde buluşamıyoruz.
Bedenlerimiz birbirine benziyor, gölgelerimiz benzemiyor.
Bizi birbirimize benzeten şeyler, bizi birbirimizden ayırıyor.
Yanyanayız.
Herkesiz ve hiçkimseyiz.
Hiçkimse ve herkes…

Su üstündeki yazılar kadar ömürlü bizim hayatlarımız.
Küçük bir kıvılcım gibi görünüp kayboluyoruz.
On yıllar içinde küçük bir iz, yüzyıllar içinde hiçiz.
Sanki bir sürgün yeşerip filizleniyor.
Sanki bir filiz serpilip gövdeleniyor.
Sanki bir gövde kocayıp vadeleniyor.
Herşey iki perde arasında bitiyor!
Yanyanayız.
Burada…
Ve hiçbir yerde…

Doğduğumuzda milyonlarca dakika veriliyor elimize.
Yasadıkça kayganlaşan milyonlarca dakika ile başbaşa kalıyoruz.
Dakikalar eksildikçe biz biraz daha çaresizleşiyoruz.
Ne kaar ayak diresek bu çılgın yok oluşu durduramıyoruz.
Korkuyoruz.
Ve yaynyanayız.
Şimdi…
Ve hiçbir zaman…

CEVAP VER

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.